Nezihe Bilen Ateş hep buğulu bir bedeni yorumluyor. Sis ve gövdeye dökülen belirsizlik halleri bunlar. Tam gözün yakaladığı bir an elden kaçacak bir buhar gibi… Kıvrılan beden, göze dönüşe et, yüze dökülen perçem ve üzerimize sökün eden buğu… Nezihe o belirsiz katmanı yayıyor. Zen duyarlılığına göz kırpan bir çini tadında yayılan belirsizlik. Cama üflenen nefes gibi kayıp giden bulutsu tad. Bedenler biçimlendiriyor ressam… Ayağa kalkmaya uğraşan bir kadın Tin’i… Patriyarkaya kafa tutan yorgun bedenler ve gözlerimize süzülen buğu yine… Şiire gözkırpan nefesten bir tül.
Uzayan yüzler… Anında kısalacak bakışlar boyuyor ressam.
Yayılan, umuda menevişlenen bakışlar kalıyor geride.. Silinen retinada. Geriye neler kalıyor o yüzlerden, Bakışlardan kıvrılan tenden?